- 0 356 317 97 66
Zile’de bir markette kasiyersiniz, müşteri bir beyefendiye “Hoşgeldiniz” diyor, kartından ödemesini sağlıyorsunuz. Sabah fırından bir beyefendi sizden bir ekmek istiyor, hiçbir tepki vermeden ekmeği verip parayı alıyorsunuz… Kasaptan bağa götürmek için sipariş veriyor, “Nasıl olsun?” diyorsunuz… Velhasıl günlük hayatta Zileli bir beyefendi size de uğruyor… O’nu belki tanıyor, belki tanımıyorsunuzdur. Yine ismini biliyor veya bilmiyorsunuzdur…
Ama Zileli biri olan bu beyefendiyi bizlerden farklı kılan nedir? Bilemezsiniz… İşte O Beyefendi, mütevazi kişiliği, alçakgönüllülüğü ile karşınızda duran, konuştuğunuz adam; Zile kültürünün yaşayan efsanesi Mehmet SEZEN Ağabey’dir!
…
Hep deriz, hepimiz deriz: Zile bir kültür şehridir… Amenna… Zile durup dururken mi bir kültür şehri oldu? Hayır… Asırların birikimi imbikten süzüle süzüle Zile’yi bir kültür şehri yaptı. Bunda Zile’nin yetiştirdiği evlatlarının büyük payı oldu…
Çok geçmişe gitmeyeceğiz. Birkaç örnek verecek olursak, Zile kültürünün altın adamlarından Mustafa Necati SEPETÇİOĞLU 23 yaşında, geleceğin büyük bir yazarı olduğunu Yeşilırmak Dergisi’ndeki yazılarından müjdeliyordu. Fikret TARHAN isimli genç bir öğretmen, Zile basınında, Zile kültüründe sahne aldığı zamanlarda henüz 27 yaşındaydı. Fikret Tarhan ile birlikte Zile kültürüne imza atmaya hazırlanan Mehmet SEZEN, Zile’nin elektrikle üretim yapması için çırpınırken henüz 25 yaşındaydı…
1960’lı yılların henüz başında Kaymakam Hüsmen ERDOĞAN zamanında su boruları geçirmek gerekçesiyle Kale’nin doğu yönündeki Anfitiyatro’nun sahne kısmını ortaya çıkarmak için cesaretini ortaya koyduğunda ise henüz 27 yaşındaydı. Ne yazık ki bu çaba şikayetle sonuçlanır, ortaya çıkarılan sahne kısmı kapattırılır. Aradan 57 sene geçtiği halde Zileliler olarak bu kazıyı yaptıramamış, gün yüzüne çıkaramamışız…
Fikret TARHAN, Mehmet SEZEN gibi o gün isimsiz, ancak Zile kültürünü zirvelere taşımak isteyen arkadaşları 1960’lı yılların başlarında Zile Kültür Derneği ve yayın organı efsane “ÇAĞILTI” ile vitrine çıktılar. Çağıltı sancılı doğsa da, Ülke genelindeki 20-30 dergi arasına girmeyi başaran bir kültür-edebiyat dergisi olarak yerini aldı. Peşinden Turizm ve Tanıtma Derneği kültürde, sanatta, müzikte, her alandaki etkinlikleri ile 1960’lı yıllara Zile kültürünün altın yılları olarak damga vurdu. Bu ekibe Hocamız Hüseyin ULUS’un da katılımı ile temsiller, konserler, etkinlikler aldı başını gitti. Derken yine Zile’nin efsanelerinden Zile Lisesi Radyosu’nun faaliyete geçmesinde Rahmetli Müdür Cemal ÖZDEMİR ile Mehmet SEZEN Ağabey’in emekleri, alın terleri vardı. İlk kiraz seyrini organize eden ekip de Zile’nin bu kültürüne gönül ve emek veren gönüllüleriydi.
Düşünebiliyor musunuz? Karadini’de Kiraz Bayramı etkinliklerinde, güneş altında Mehmet SEZEN, Fikret TARHAN teyp bantları ile röportaj yapıyorlar, araba ile bu bantlar Lise binasına ulaştırılıyor, Hüseyin ULUS Hocamız canlı yayın olarak yayınlıyor…O günkü imkansızlıklarda bu başarıya efsane denmez de ne denir?
Yine bugünlere kadar gelen 1968 yılı kiraz bayramı ve Zile görüntülerinin arkasındaki imza Mehmet SEZEN’dir. O günlerdeki bu üstün teknolojik başarı, bırakın değme ilçelere,illere bile nasip olmamıştır. dini sohbet
12 Eylül öncesinin Zile’deki karanlık günlerini aydınlatan bir bayram tebrik kartı/kartpostalı, Fikret Tarhan Hocamın fırçasından çıkmıştır.
Fikret TARHAN resim öğretmeni, aynı zamanda ressamdır. Mehmet SEZEN Ağabey’de resimde hayli iddialıdır. Resmin yanında belki de Zile’nin ilk ve son karikatüristidir. Çağıltı’da yayınlanan “İçerde Zileli-Dışarda Zileli” karikatürü de efsaneler arasında yer almıştır.
Zile’de ilk yapılan balolarda yer alan orkestrada da Mehmet SEZEN Ağabey’i görüyoruz.
Zile kültürüne yönelik bu büyük başarılara imza atan iki mütevazi arkadaşı o günlerde, o çok sevdikleri Dereboğazı’nın Bülbül Yuvası’nda arabanın teybinde Fikret TARHAN Hocanın kendi sesinden okuduğu şiirleri dinlerken;
“Artık Zile’deyim yeşil vadilerimin olsa da hepsi çorak
İstemem ormanını başkasının, bana yeter kirazımdaki tek yaprak”
mısraları gelince Zile için yaptıkları fedakârlıklar, hizmetler, uykusuz geceler eminim ki akıllarına gelmiştir.
Mehmet SEZEN Ağabey’in bu kültür çalışmaları, Aralık 2011 tarihinde TRT Türk Televizyonunda “Yaşayan Bellek” belgeselinde yer alarak emekleri taçlanmıştır.
Yıllardır Zile’de, evi ile Dereboğazı’ndaki bağında tabiat içinde, tabiatla başbaşa hayatını sürdürmektedir.
Sizlere, Zile kültürüne damga vurmuş, ismini yazdırmış yaşayan bir büyüğümüzü tanıtmaya çalıştık bu satırlarda. Tam da anlatabildik sayılmaz.
Yukarıda belirttiğimiz çalışmaları dikkate aldığımızda, Cumhuriyet Dönemi Zile ismi ile çıkaracağımız kitabımıza Mehmet SEZEN Ağabey’in özgeçmişini, Kültür mü? Müzik mi? Şiir mi? Resim mi? Karikatür mü? Yazar mı? hangi bölüme alacağımıza karar veremedik. Ancak hepsini de hak ediyor Mehmet Ağabey. Zira Zile’ye bir Mehmet SEZEN daha gelmeyecek… Zile kültürü sizlerle taçlandı, zirvelere çıktı, yerleriniz doldurulamadı…
…
Şahsım olarak 1991 yılında Zile ile ilgili araştırma çalışmalarına başlayan birisi olarak, Zile kültürüne hizmet etmiş pek çok büyüğümü tanıdım. Onlarla görüşmelerim oldu. Bazılarını tanıyordum. Fikret TARHAN Lise’de Hocamızdı. Bu büyüklerimizden Müftü Arif KILIÇ, Mustafa Necati SEPETÇİOĞLU, Cahit ÖZTELLİ, Burhan Cahit BÜYÜKİSPİR, Rahmi DÖNMEZ, Ali KOÇÇOBAN, Hüseyin HOŞCAN, Ahmet Fikret TEKE, Gündüz BÖKE, Kemal TARHAN, Kemal TÜRKER, Tuğrul MUMCU, Fuat BAŞDOĞAN, Asım OZAN, İsmail OZUS, İlyas TEKKÖKOĞLU, Turgut YILDIRIM, İbrahim AKSOY, Muammer ŞENÇALAR, Ömer ALTINSOY, Hasan ŞENDOĞDU, M. Ufuk MİSTEPE aramızdan ayrıldılar.
1960’lı yıllarda ve sonralarında da Zile kültürüne hizmet edenlerden Mehmet SEZEN, Mümtaz Turgut TOBBAŞ, Hüseyin ULUS, Kazım KOCAMAN, Şükrü GÖKÇEK, Süleyman ÖZKALELİ, Mehmet YARDIMCI, Asım Turgut YEŞİLTAN, Faruk SANATÇI, Cahit KOÇÇOBAN, Hacı Mehmet DEMİRTOLA, Hulusi SEREZLİ, Ahmet KAĞIZMAN, Bekir AKSOY, Ahmet DİVRİKLİOĞLU, Kemal DOĞANAY, Yusuf MERAL, Semra MERAL, Tekin KİREÇCİ, Necmettin ERYILMAZ ve Mustafa AKSOY yazı, müzik ve çeşitli etkinliklerle Zile kültürüne katkıya devam ediyorlar.
Mehmet Sezen Ağabeye sağlıklı nice yıllar diliyorum.
Bu bağlamda, Zile kültürüne emek verenlerden; aramızdan ayrılanlara Allah’tan rahmet diler, yaşayanlara sağlıklı uzun ömürler diliyorum.