- 0 356 317 97 66
Cumhuriyet Halk Partisi Tokat Milletvekili
Kadim Durmaz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Tokat’a gelişinin 106’ncı yıl
dönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Atatürk’ün 26 Haziran 1919’da
Tokat’a teşrifinin hem Tokat halkı hem de Milli Mücadele açısından tarihi bir
dönüm noktası olduğunu belirten Durmaz, “Atatürk Anadolu’nun her köşesinde
bağımsızlık meşalesini taşıyarak halkımıza umut olmuştur. Tokat da Cumhuriyet’e
gönülden bağlılığın ilan edildiği şehirlerden biridir” dedi.
Durmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Milletin bağımsızlığını yine milletin azim
ve kararlılığı kurtaracaktır.” diyen Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'ün Tokat'a gelişi ve bu güzel şehrimizi şereflendirmesinin 106'ncı yıl
dönümündeyiz. 26 Haziran 1919’da Tokat’ımıza teşrif eden Mustafa Kemal Atatürk,
Anadolu'da yanan bağımsızlık meşalesini Tokatlılarla paylaşmış; Tokat halkı da
o gün verdiği sözü tutarak Cumhuriyet’e ve onun devrimlerine daima sahip
çıkmıştır.”
Durmaz, Tokat’ın bu tarihi ziyaretle birlikte
Anadolu’nun kaderinde önemli bir rol oynadığını ifade ederek, “Bu tarih,
Tokat'ın kaderinin Anadolu’nun kaderiyle birleştiği gündür. Bu şehir, Kurtuluş
Savaşı’nda gösterdiği dirayetle ve Cumhuriyetin her aşamasında verdiği
katkıyla, Atatürk’ün ‘en çok güvendiği şehirlerden biri’ olmayı hak etmiştir”
dedi.
“TOKAT HALKI, BAĞIMSIZLIK YOLUNDA GAZİ’YE İLK
GÜNKÜ GİBİ SAHİP ÇIKIYOR”
Atatürk’ün Samsun’dan başlattığı bağımsızlık
meşalesinin Amasya ve Havza üzerinden Tokat’a ulaştığını hatırlatan Durmaz,
Atatürk’ün Tokat’a gelişi sırasında yaşananları da şöyle aktardı:
“Tarih 26 Haziran 1919, saat akşam 18.00;
Tokat'ın girişinde bir avuç kahraman asker dizilmiş onu karşılıyordu. O, millet
adına dünyaya meydan okuyan Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal'di. Yanında
Bandırma Vapuru’nda birlikte yoldaşlık ettiği Tokatlı Yüzbaşı Mustafa Vasfi
Süsoy da vardı. Belediye önünde Gazi’yi coşkuyla karşılayan kurtuluş ateşiyle
yanan, yürekli, dimdik duruşuyla -Hey Onbeşliler"in diyarı- Çanakkale'de
evlatlarının başına kına yakarak "Vatana kurban olsun." diyen -Kınalı
Alilerin diyarı- Tokat halkı vardı.
Tokat halkı belediye önünde coşkuyla Gazi'yi
karşılamış, ardından belediyeyi ziyaret etmiştir. Kurtuluş ateşiyle yanan Tokat
halkı, o gün dimdik duruşuyla Atası’na sahip çıkmıştır.”
Atatürk’ün Tokat Belediyesi salonunda yaptığı
tarihi konuşmaya da değinen Durmaz, şu sözleri aktardı:
“Hiçbir müdafaa vasıtasına malik olmasak bile
dişimiz tırnağımızla, zayıf ve dermansız kolumuzla mücadele ederek şeref ve
haysiyetimizi, namusumuzu müdafaa etmeyi zaruri görüyorum... Ben hayatımı
hiçbir zaman milletimden üstün görmedim ve görmeyeceğim. Her an memleket için
şerefimle ölmeye hazırım.”
Durmaz, bu sözlerin Tokat’ta söylendiğinin
altını çizerek, Atatürk’ün yine Tokat’ta yaptığı başka bir konuşmasında “Millî
mücadele kaçınılmazdır. Türk milletinde gizli bulunan birçok yeteneğin,
cevherin işi başarmaya yeterli olduğunu anladım.” dediğini hatırlattı.
Durmaz, Tokatlıların kahramanlık sembolü Gazi
Osman Paşa’ya olan bağlılığını da hatırlatarak, Atatürk’ün şu sözlerini
aktardı:
“Ben Gazi Osman Paşa'yı kendime rehber olarak
seçtim. Ömrüm boyunca onun yolunu takip edeceğim. Türk ruhu Plevne'de yeniden
kendini bulmuştur. Sizin de kahramanlık sembolünüz Gazi Osman Paşa olsun.”
Tokat halkının o günlerde “Ne mutlu milletimize,
kendi bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı” diyerek Atatürk’e sahip çıktığını
belirten Durmaz, Tokatlı Mustafa Vasfi Süsoy’a Kuvayı Milliye'nin ilk kuruluş
talimatının Tokat’ta verildiğini ve Tokat’ın bu görevi layıkıyla yerine
getirdiğini de sözlerine ekledi.
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun’a
çıktıktan sonra Amasya, Tokat, Sivas üzerinden Erzurum’a doğru yol alırken,
Anadolu’da halkla temas kurmuş, milli direniş fikrini yaymaya başlamıştı. Bu
süreçte İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal'in faaliyetlerinden rahatsız olmuş ve
onu durdurmak üzere girişimlerde bulunmuştur.
Atatürk 26 Haziran 1919'da Tokat’tayken,
İstanbul’daki Harbiye Nezareti'nden Sivas Valiliği’ne bir telgraf gönderildi.
Bu telgrafta, Mustafa Kemal Paşa’nın görevden alındığı, kendisine itibar
edilmemesi ve Sivas’ta halk tarafından karşılanmaması yönünde ifadeler yer
alıyordu.
Tokat’tan Sivas'a doğru devam ederken
Sivas'ta kendisine bir grup hainin pusu kurup zarar vereceğini bilen Gazi
Mustafa Kemal Atatürk Tokat'taki ilgililere
"Buradan Sivas'a kaç saatte
gidilir?" der "Paşam, altı saat." der, o zaman telgrafhaneyi
emniyete alır "Ben yola çıktıktan altı saat sonra telgrafı çekeceksiniz
'Mustafa Kemal yola çıktı' diye söyler. Telgrafın altı saat geciktirilmesiyle
Sivas'a gittiğinde bu tertip de bozulmuş oldu.
Bu sayede Sivas halkının Atatürk’e olan
coşkulu karşılaması engellenmemiş, İstanbul Hükümeti’nin etkisi kırılmış,
Anadolu’daki bağımsızlık hareketi ivme kazanmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’a ulaştığında
görevinden de alınmış olduğu için resmi sıfatı kalmamıştı. Erzurum’a
ulaştığında Kazım Karabekir paşa bir elinde tutuklama telgrafı olmasına rağmen
selam verip 9. Kolordu emrinizdedir paşam demiştir. Ancak kongrede güçlü ve
etkili olmak için, resmi elbiselerini çıkarıp Erzurum Valisi Münir Bey'in sivil
kıyafetini giymiş, Erzurum ili nüfusuna kayıt olup Erzurum delegesi olarak
kongreye katılmıştır. Bu kongrede Mustafa Kemal Paşa oy çokluğu ile başkanlığa
seçilmiştir.
Bu detay, Milli Mücadele ruhunun ne kadar zor
şartlarda yürütüldüğünü ve Atatürk’ün kararlılığını gösteren sembolik bir
olaydır. Çünkü Mustafa Kemal Paşa, henüz Anadolu’da halkın gözünde
"devletin meşru temsilcisi" konumunu korumak için görünürdeki
itibarını da stratejik şekilde kullanmak zorundaydı.
Erzurum Kongresi’nde alınan “Milli sınırlar
içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz” ve “Manda ve himaye kabul
edilemez” kararlarının Milli Mücadele’ye yön verdiğini ifade eden Durmaz,
ardından Sivas Kongresi’nde geçen şu olayı paylaştı:
“Mustafa Kemal Paşa, Sivas'ta kaldığı 108 gün
boyunca Kongre binasında, bir demir karyolada konakladı. Sivaslı bir genç kız,
çeyiz sandığından çıkardığı atlas bir yastığı misafirine armağan etti. Yastığın
üstünde Arap harfleriyle yazılı şu beyit vardı:
‘Cihanın canına mağrur olup incitme insanı,
Süleyman'ı zaman olsan bırakırsın bu eyyamı.’
Atatürk bu dizeleri yaşamı boyunca unutmadı.
Sivas Kongresi’nde de ‘Gençlikle iftihar ediyorum, gençliğe güveniyorum. Biz
azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tek ve değişmez: Ya
istiklal ya ölüm’ sözlerini sarf etti.”
Durmaz açıklamasını şu ifadelerle
sonlandırdı:
“Bu duygu ve düşüncelerle Ata'mızın Tokat'a
gelişinin 106’ncı yıl dönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak
üzere, hemşehrimiz Mustafa Vasfi Süsoy'u, Kurtuluş Savaşı kahramanlarını ve tüm
aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, hayatta olan gazilerimize
sağlıklar diliyorum.”