“ATATÜRK, KUVAYI MİLLÎYE ORDUSUNUN ANADOLU'DA İLK KURULUŞ TALİMATINI BİR TOKATLIYA VERMİŞTİR”

 

Cumhuriyet Halk Partisi Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Tokat’a gelişinin 106’ncı yıl dönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Atatürk’ün 26 Haziran 1919’da Tokat’a teşrifinin hem Tokat halkı hem de Milli Mücadele açısından tarihi bir dönüm noktası olduğunu belirten Durmaz, “Atatürk Anadolu’nun her köşesinde bağımsızlık meşalesini taşıyarak halkımıza umut olmuştur. Tokat da Cumhuriyet’e gönülden bağlılığın ilan edildiği şehirlerden biridir” dedi.

Durmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.” diyen Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Tokat'a gelişi ve bu güzel şehrimizi şereflendirmesinin 106'ncı yıl dönümündeyiz. 26 Haziran 1919’da Tokat’ımıza teşrif eden Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu'da yanan bağımsızlık meşalesini Tokatlılarla paylaşmış; Tokat halkı da o gün verdiği sözü tutarak Cumhuriyet’e ve onun devrimlerine daima sahip çıkmıştır.”

Durmaz, Tokat’ın bu tarihi ziyaretle birlikte Anadolu’nun kaderinde önemli bir rol oynadığını ifade ederek, “Bu tarih, Tokat'ın kaderinin Anadolu’nun kaderiyle birleştiği gündür. Bu şehir, Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği dirayetle ve Cumhuriyetin her aşamasında verdiği katkıyla, Atatürk’ün ‘en çok güvendiği şehirlerden biri’ olmayı hak etmiştir” dedi.

“TOKAT HALKI, BAĞIMSIZLIK YOLUNDA GAZİ’YE İLK GÜNKÜ GİBİ SAHİP ÇIKIYOR”

Atatürk’ün Samsun’dan başlattığı bağımsızlık meşalesinin Amasya ve Havza üzerinden Tokat’a ulaştığını hatırlatan Durmaz, Atatürk’ün Tokat’a gelişi sırasında yaşananları da şöyle aktardı:

“Tarih 26 Haziran 1919, saat akşam 18.00; Tokat'ın girişinde bir avuç kahraman asker dizilmiş onu karşılıyordu. O, millet adına dünyaya meydan okuyan Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal'di. Yanında Bandırma Vapuru’nda birlikte yoldaşlık ettiği Tokatlı Yüzbaşı Mustafa Vasfi Süsoy da vardı. Belediye önünde Gazi’yi coşkuyla karşılayan kurtuluş ateşiyle yanan, yürekli, dimdik duruşuyla -Hey Onbeşliler"in diyarı- Çanakkale'de evlatlarının başına kına yakarak "Vatana kurban olsun." diyen -Kınalı Alilerin diyarı- Tokat halkı vardı.

 

Tokat halkı belediye önünde coşkuyla Gazi'yi karşılamış, ardından belediyeyi ziyaret etmiştir. Kurtuluş ateşiyle yanan Tokat halkı, o gün dimdik duruşuyla Atası’na sahip çıkmıştır.”

Atatürk’ün Tokat Belediyesi salonunda yaptığı tarihi konuşmaya da değinen Durmaz, şu sözleri aktardı:

“Hiçbir müdafaa vasıtasına malik olmasak bile dişimiz tırnağımızla, zayıf ve dermansız kolumuzla mücadele ederek şeref ve haysiyetimizi, namusumuzu müdafaa etmeyi zaruri görüyorum... Ben hayatımı hiçbir zaman milletimden üstün görmedim ve görmeyeceğim. Her an memleket için şerefimle ölmeye hazırım.”

Durmaz, bu sözlerin Tokat’ta söylendiğinin altını çizerek, Atatürk’ün yine Tokat’ta yaptığı başka bir konuşmasında “Millî mücadele kaçınılmazdır. Türk milletinde gizli bulunan birçok yeteneğin, cevherin işi başarmaya yeterli olduğunu anladım.” dediğini hatırlattı.

Durmaz, Tokatlıların kahramanlık sembolü Gazi Osman Paşa’ya olan bağlılığını da hatırlatarak, Atatürk’ün şu sözlerini aktardı:

“Ben Gazi Osman Paşa'yı kendime rehber olarak seçtim. Ömrüm boyunca onun yolunu takip edeceğim. Türk ruhu Plevne'de yeniden kendini bulmuştur. Sizin de kahramanlık sembolünüz Gazi Osman Paşa olsun.”

Tokat halkının o günlerde “Ne mutlu milletimize, kendi bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı” diyerek Atatürk’e sahip çıktığını belirten Durmaz, Tokatlı Mustafa Vasfi Süsoy’a Kuvayı Milliye'nin ilk kuruluş talimatının Tokat’ta verildiğini ve Tokat’ın bu görevi layıkıyla yerine getirdiğini de sözlerine ekledi.

Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun’a çıktıktan sonra Amasya, Tokat, Sivas üzerinden Erzurum’a doğru yol alırken, Anadolu’da halkla temas kurmuş, milli direniş fikrini yaymaya başlamıştı. Bu süreçte İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal'in faaliyetlerinden rahatsız olmuş ve onu durdurmak üzere girişimlerde bulunmuştur.

Atatürk 26 Haziran 1919'da Tokat’tayken, İstanbul’daki Harbiye Nezareti'nden Sivas Valiliği’ne bir telgraf gönderildi. Bu telgrafta, Mustafa Kemal Paşa’nın görevden alındığı, kendisine itibar edilmemesi ve Sivas’ta halk tarafından karşılanmaması yönünde ifadeler yer alıyordu.

Tokat’tan Sivas'a doğru devam ederken Sivas'ta kendisine bir grup hainin pusu kurup zarar vereceğini bilen Gazi Mustafa Kemal Atatürk Tokat'taki ilgililere

"Buradan Sivas'a kaç saatte gidilir?" der "Paşam, altı saat." der, o zaman telgrafhaneyi emniyete alır "Ben yola çıktıktan altı saat sonra telgrafı çekeceksiniz 'Mustafa Kemal yola çıktı' diye söyler. Telgrafın altı saat geciktirilmesiyle Sivas'a gittiğinde bu tertip de bozulmuş oldu.

 

Bu sayede Sivas halkının Atatürk’e olan coşkulu karşılaması engellenmemiş, İstanbul Hükümeti’nin etkisi kırılmış, Anadolu’daki bağımsızlık hareketi ivme kazanmıştır.

 

Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’a ulaştığında görevinden de alınmış olduğu için resmi sıfatı kalmamıştı. Erzurum’a ulaştığında Kazım Karabekir paşa bir elinde tutuklama telgrafı olmasına rağmen selam verip 9. Kolordu emrinizdedir paşam demiştir. Ancak kongrede güçlü ve etkili olmak için, resmi elbiselerini çıkarıp Erzurum Valisi Münir Bey'in sivil kıyafetini giymiş, Erzurum ili nüfusuna kayıt olup Erzurum delegesi olarak kongreye katılmıştır. Bu kongrede Mustafa Kemal Paşa oy çokluğu ile başkanlığa seçilmiştir.

Bu detay, Milli Mücadele ruhunun ne kadar zor şartlarda yürütüldüğünü ve Atatürk’ün kararlılığını gösteren sembolik bir olaydır. Çünkü Mustafa Kemal Paşa, henüz Anadolu’da halkın gözünde "devletin meşru temsilcisi" konumunu korumak için görünürdeki itibarını da stratejik şekilde kullanmak zorundaydı.

 

Erzurum Kongresi’nde alınan “Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz” ve “Manda ve himaye kabul edilemez” kararlarının Milli Mücadele’ye yön verdiğini ifade eden Durmaz, ardından Sivas Kongresi’nde geçen şu olayı paylaştı:

“Mustafa Kemal Paşa, Sivas'ta kaldığı 108 gün boyunca Kongre binasında, bir demir karyolada konakladı. Sivaslı bir genç kız, çeyiz sandığından çıkardığı atlas bir yastığı misafirine armağan etti. Yastığın üstünde Arap harfleriyle yazılı şu beyit vardı:

‘Cihanın canına mağrur olup incitme insanı,

Süleyman'ı zaman olsan bırakırsın bu eyyamı.’

Atatürk bu dizeleri yaşamı boyunca unutmadı. Sivas Kongresi’nde de ‘Gençlikle iftihar ediyorum, gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tek ve değişmez: Ya istiklal ya ölüm’ sözlerini sarf etti.”

Durmaz açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı:

“Bu duygu ve düşüncelerle Ata'mızın Tokat'a gelişinin 106’ncı yıl dönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, hemşehrimiz Mustafa Vasfi Süsoy'u, Kurtuluş Savaşı kahramanlarını ve tüm aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, hayatta olan gazilerimize sağlıklar diliyorum.”