- 0 356 317 97 66
Zile’de
son dönemlerde artan su
tüketimi ve azalan kaynaklar nedeniyle ciddi bir su
kıtlığı yaşanmaktadır. Bu durum,
hem günlük yaşamımızı hem de gelecek nesillerin suya
erişimini tehdit etmektedir.
Unutmayalım:
Su hayat demektir. Suyu
israf etmek, geleceğimizi harcamaktır. Muslukları gereksiz yere açık
bırakmak, damlayan muslukları
onarmamak, uzun süreli
duşlar ve bilinçsiz bahçe sulamaları gibi
alışkanlıklar, su kaynaklarımızın hızla tükenmesine neden
oluyor.
Zile Belediyesi İklim Değişikliği
ve Sıfır Atık Müdiresi Çevre
Mühendisi Ayşegül Polattimur
konu ile ilgili
yaptığı açıklamasında, “Zile halkı olarak birlikte
harekete geçerek,
gereksiz su
kullanımından kaçınalım. Çocuklarımızı su
tasarrufu konusunda bilinçlendirelim. Evimizde, iş yerimizde,
okullarımızda suyu dikkatli kullanalım.
Bugün göstereceğimiz küçük
bir özen, yarın çocuklarımıza içecek
temiz su olarak geri dönecektir. Zilemiz susuz
kalmasın, sularımız boşa akmasın.
Su tasarrufu için
alabileceğimiz basit ama etkili
önlemleri sıralayacak olursak; Muslukları boşa akıtmayalım.
Diş fırçalarken, tıraş olurken ya da bulaşık
sabunlarken musluğu kapatalım.
Sızıntıları giderelim. Damlayan
musluklar ve kaçak yapan tesisatlar ayda
yüzlerce litre su kaybına yol
açar. Kısa duş alalım, duş süresini 1-2 dakika
kısaltmak yılda tonlarca
su tasarrufu sağlar. Bulaşık ve
çamaşır makinelerini
dolu çalıştıralım.Az kirli
bulaşıklar için ön
yıkama yerine ekonomik programı tercih
edelim. Bahçemizi güneşin
az olduğu saatlerde
sulayalım. Sabah erken
ya da akşam
saatlerinde sulama, buharlaşma
kaybını azaltır. Araba
yıkarken kovayla su
kullanalım. Hortumla yıkamak
yerine kovayla temizlik,
çok daha az su harcar. Tasarruflu
musluk uçları ve
duş başlıkları kullanalım. Bu
küçük değişiklikler büyük fark yaratır. Yağmur suyunu
değerlendirelim. Bahçe sulamasında
veya temizlikte yağmur
suyu biriktirerek kullanabilirsiniz. Çocukları bilinçlendirelim. Suyun
değeri küçük yaşta öğrenilmeli. Onlara
örnek olunmalı.Gereksiz su
tüketen alışkanlıklardan vazgeçilmeli” dedi.
Türkiye’de genel duruma
baktığımız zaman, Konya ovasında
artık 400 metre
derinlikten dahi su çıkmıyor.
Konya’dan sonra son yıllarda
Karaman’da da obruklar oluşmaya başladı.
Sonuç
olarak Yağmur suları hasat
edilmediği, vahşi sulamaya son verilmediği,
kuraklığa dayanıklı tarımsal
üretim yapılmadığı, evsel ve
sanayi atık suları ileri kademe artırılıp tarımsal
sulamada kullanılmadığı, içme suyu
şebeke sisteminde kayıp kaçak oranları % 10'lara düşürülmediği, yüzeysel
su kanallarında buharlaşmayı önleyici tedbirler alınmadığı sürece topraklarımız kuruyacak, su kıtlığı felaketi katlanarak
devam edecektir.