Hemşerimiz Dr. Mehmet Yardımcı’ya 80. Yaş Etkinliği

 

Hemşerimiz Dr. Mehmet Yardımcı için Ankara’da; Türk Folklor Araştırmaları Kurumu, Dünya Söz Akademisi,  AZAFLI Sosyal Yardım ve Kültür Derneği ile Âşıkça Kültür ve Sanat Derneği’nin ortaklaşa düzenledikleri Şair - Halk Bilimci Dr. Mehmet Yardımcı 80. Yaş etkinliği görkemli bir törenle kutlandı.

            AZAFLI Kültür Derneği konferans salonunda düzenlenen gecede Tokat Milletvekili Kadim Durmaz’ın: “Mehmet Hoca’yı sadece akademik ünvanıyla anmak eksik kalır. O, Anadolu’nun sözünü, türküsünü, masalını, manisini, yani bu toprakların ruhunu hayatı boyunca derleyen, yazan, anlatan; hem kürsüde hoca, hem sahada araştırmacı, hem de gönülde şair olan bir isimdir.

Tokat’ın, Zile’nin, o kadim coğrafyanın çocuğu olarak; bu toprakların sesini, kokusunu, acısını, sevincini eserlerine taşımış, birçoğumuzun sıradan saydığı düğünü, derneği, bayramı, köy odasını; bir bilim insanının titizliğiyle kayda geçirmiş, belki de bu yüzden hocamızın her satırında, her dizisinde hepimizin hayatından küçük bir parça buluruz...

Mehmet Hoca’nın hayatına baktığımızda, üç büyük çizgiyi çok net görüyoruz:

Birincisi; Bilim insanı kimliğiyle halk kültürüne gösterdiği saygı;

İkincisi; Şair kimliğiyle dizelerinde hem Zile’nin dar sokaklarını, hem Tokat’ın yeşilini, hem de Anadolu insanının içtenliğini buluşumuz, yalın, içten, yer yer hüzünlü ama hep umutlu bir dille, bu memleketin halini anlatışı;

Üçüncüsü; Hoca kimliğiyle öğrencilerine, gençlere uzattığı el olup, Öğrencilerine bu ülkenin kültürüne sahip çıkmanın bir vefa borcu olduğunu işaret etmesidir. Biçiminde sözlerle yüklü konuşması ve TBMM’nin anı tabağını sunması;  Zile Belediye Başkanı Şükrü Sargın’ın

  

İse Yardımcı’nın doğduğu ilçenin Belediye Başkanı olarak özel yaptırdığı Zile röliyefini sunması gecenin güzel anlarından biri olarakdikkat çekmiştir.

            Türk Folklor Araştırmaları Kurumu’nun uzun yıllar başkanlığını yapan İrfan Ünver Nasrattınoğlu konuşmasında:

   

“Şair ve Halk Bilimci Dr. Mehmet Yardımcı’yı yazı hayatının ilk yıllarından beri halk kültürü ile ilgili bilimsel, kültürel, sanatsal etkinliklerde tanıdım.

Yaşamını Türk Halk Kültürüne adamış bir kişi olarak belleğimde silinmez izler bıraktı. O’nun Malatya İnönü Üniversitesi’nde yaptığı çalışmaların ve düzenlediği etkinliklerin, kültür tarihimizdeki yeri son derece büyük ve önemlidir. Orada gördüğüm Yardımcı, adeta Rektörün birinci yardımcısı gibiydi.

Birlikte Yurt içinde ve dışındaki birçok bilimsel düzenlemelerde birlikte olduk. Bizim, Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu olarak düzenlediğimiz sempozyumlarda, mutlaka, Dr.Mehmet Yardımcı, birbirinden değerli bildirileriyle yer aldı.

Ayrıca bilimsel düzenlemelerimiz içerisinde yer almış olan şiir yarışmalarına şiirleriyle katılan Yardımcı, örneğin Eskişehir’de düzenlediğimiz Yunus Emde Şiir Yarışmasında ve İzmit’te düzenlediğimiz şiir yarışmasında, ülkemizin isim yapmış olan çok sayıdaki şairlerin arasında, birincilik ödülleri almıştır.

Mehmet Yardımcı’nın, uluslararası arenada, Ülkemiz adına gurur duyacağımız etkinliklerinin de tanıdığı oldum. Örneğin, Türkiye ile Kosova Cumhuriyeti arasındaki kültürel ve siyasal ilişkilerin geliştirilmesi hususundaki çabalarının yakın tanığı oldum.” deyişi ve Halen Halk Kültürü Araştırmaları Kuruma Genel  Başkanlığını yürüten Dr. Salih Ünver’in iki kez bu kurumdan  Halk Kültürüne Hizmet Ödülü aldığımı vurgulayıp bir plaketle onurlandırışı gecenin en güzel anlarından biri olarak hafızalarda yerini aldı.

İstanbul Medeniyet Üniveritesi öğretim üyesi Prof. Dr. Özlem Fedai konuşmasında:

  

Mehmet Yardımcı, 60 yıllık sanat hayatına, pek çok değerli ve nitelikli eser sığdırmış, evvela şair, ardından araştırmacı, yazar ve kıymetli bir akademisyen olarak ömrünü edebiyata adamıştır. Güçlü bir şiir dili olan, şiirlerini Halk Edebiyatı konusundaki birikimi ile besleyen Mehmet Yardımcı’nın şiire “acı çekerek” başladığını söylemek yanlış olmaz. Zira 12 yaşında kaleme aldığı ilk şiiri “Menekşe”den itibaren yaşının çok üstündeki şiir becerisi sebebiyle öğretmeni başta olmak üzere o şiirlerin sahibi olduğuna çoğu kişiyi inandıramamıştır. Aynı durum lisede de sürmüş, Ankara Gazi Lisesi’nde katıldığı bir Liselerarası şiir yarışması için yazdığı “Kaldırım Taşları” adlı şiiri de jüri tarafından beğenilse bile, başkasının yazdığı düşünülerek ödül alamamıştır.

Sonraki yıllarda çok sevilir Mehmet Yardımcı’nın şiiri ve . Örneğin “Ana” adlı şiiri beğenilerek Grup Kızılırmak tarafından bestelenmiştir. 1982’de “Öğretmenim” adlı şiiri, MEB’in Türkiye Öğretmenler ve Sanatçılar Arası Şiir Yarışması’nda ikincilik ödülü alır. Öğretmenle Anadolu’yu kucaklaştıran bu şiirin ardından 1985’te İsveç’te Uluslararası Hümanizm Festivali jüri özel ödülü alır.

Şiirlerini Çağrı, Çağıltı, Ege Sanat, Halay, Hisar, İnanç, Kalem, Kıyı, Tarla, Türk Dili, Varlık, Yelken, Ozan, Özün gibi önemli dergilerde yayımlar.

Yardımcı’nın şiiri, dostluğun, sevdanın, anıların, vatan toprağının, memleket sevgisinin kıymetli olduğunu bilir ve yansıtır. İnsanın değerini bilir ve onun hak ettiği gibi yaşaması gerektiğini anlatır. El emeğini, alın terini, Ökkeş’in ahırını, Maviş’in derdini, anaların yazmasını, fesleğen kokan memleket pencerelerini anlatır.

İlk şiirinden, içinde 118 şiirin bulunduğu ve şairin 60. Sanat hayatına adanmış Gönül Hattı adlı şiir kitabındaki şiirlere kadar, Mehmet Yardımcı’nın şiirlerinin özünde, “doğa ve memleket” yani “soylu bir Anadolu duyarlılığı vardır. Yunus’a yakın bir ses, bilge bir ulu kişiye döner sayfalar arasında... Avuçlarınıza, santim santim, avuç avuç Anadolu’yu verir.

Yardımcı için şiir, Anadolu’yu, Kafkasya’yı, Orta Asya’yı ve Balkanları bir eden, mekânsız ve zamansız, yalın ve hoş bir soluk alıştır. Şiir onun üslubunda Zile’den taşmış, Ankara’yı vurmuş, ardından Malatya ve İzmir’i peşi sıra sürüklemiştir. Anadolu dillenmiş, destanı yazılmıştır onun kaleminde. Anamın yazmasındaki çiçekler gibi/ Fesleğen kokar pencerelerin/ Mutluluk arayanların yüreğisin/ Tarihi Kahramanlıklarla dolu yurtsun/ Sen Anadolusun” dizelerinde bu duyguları çağıldar.

Mehmet Yardımcı, geleneğin birikimini modern şiirin teknikleriyle harmanlayan, memleketi Zile'yi, Atatürk’ü, öğretmenliğini, yurt sevgisi, aşkı, doğayı şiirinin merkezine koyan ve bunu yaparken de dilin sınırlarını zorlamaktan çekinmeyen çok yönlü bir şair portresi ortaya koymuştur.

Hayatındaki her aşama şiirlerine yansır. Halk Edebiyatı ile ilgili çalışmalar yaparken, halk edebiyatı geleneğini biçim ve tema olarak yazdığı şiirlere yansıtır. Örneğin, hayat arkadaşı eşi Mediha Hanım şiirlerinde bir tanrıça gibi yaşar. “Can Yoldaşım” şiirinde, eşi Mediha Hanım’a duyduğu sevgi ve saygıyı, onu eski Anadolu medeniyeti içindeki tanrıçalara benzetip ölümsüzleştirerek göstermiştir. Ayrıca kızı ve oğlu ve torunlarıyla olan saadet dolu yuvası şiirlerinde yansır Yardımcı’nın.

Babasının, İstiklâl Madalyası sahibi bir gazi oluşu da Mehmet Yardımcı’nın Kurtuluş Savaşı Destanı adlı eserinin kaynağıdır adeta. Şiirlerinde millî ruh ve ulusalcılığın izleri, canlı bir şekilde görülürken, Atatürk, vatan, bayrak, kültür, gelenek sevgisi de dizeler arasında çağıldar.

Yardımcı’nın şiirinde bazen bir kültür aktarımı da dikkat çeker, "Hıdırellez", “Âşığın Soy Ağacı” gibi şiirleri buna örnektir. Sanatçı bazen insan mekân-eşya ilişkisini “Kapılar” adlı şiirinde ortaya koyar. Bazen de Türk kültürünün zenginliğini "İznik'te Türk Mührü", "Bursa", "İzmir" "Bir Sevdadır Amasya", "Eski Saatin Sarkacında" gibi şiirlerinde sergiler. ,"İleri Yaşlarda” adlı şiirinde gençliğe özlem ve zamanın akıp gidişini; “İnsan Olmak” şiirinde ise erdem, iyilik, insan olmanın temellerini dile getirir. "Çocuklar, Çocukluğumdan" gibi şiirlerinde çocukluğa özlem, çocukluk teması ele alınır. Çocuk Edebiyatı kitabı hazırladığı da düşünülecek olursa, bu konudaki hassasiyeti daha iyi anlaşılır.

Yardımcı'nın Yazma kitabında olduğu gibi Gönül Hattı kitabında da özlemiyle, sevgisiyle, hüznüyle, aidiyeti ile, değerleriyle Anadolu yaşamı ve kültürü ve memleket sevgisi dikkat çeker. Sanatçının bir Halk Edebiyatı araştırmacısı ve hocası oluşunun bunda etkisi vardır. “Ankara, Çay, Atatürk, Çınar Yaprağının Serüveni, Düş Gezgini, Gizem, İkilem” vb. şiirleri tanığımdır. Bazen ayrılık ve ölümle birleşir memleket sevgisi "Kabir Yerinde" şiirinde olduğu gibi, bazen de Atatürk sevgisi ile.  “Kazakistan, Kırgız Güzeli, Kırım Hüznü” gibi şiirlerinde Türk İslam kültürünün ortak mirası yansıtılır.

Yardımcı’nın şiirlerinde alışılmamış bağdaştırmalara yani dilin yerleşik kullanım kalıplarının dışına çıkarak, normalde bir araya gelmeyecek kelimelerin şaşırtıcı bir biçimde birleştirilmesiyle oluşturulan sanata da rastlanır. Böylece yeni imgeler kurar Yardımcı. Örneğin, Gönül Hattı kitabındaki “Evren Tutsak Ellerimde” (Yardımcı, s.48) şiirindeki "Sessizliği yiyormuş bekçi düdükleri" dizesi, bu duruma çarpıcı bir örnektir.

Bazı adamları seversiniz, çünkü hep sevdadan, mutluluktan söz ederler. Mutlu yaşamışlar, mutluluk bulaştırmışlardır herkese. Çünkü bilirler bulaşıcı olduğunu, kendinize bulaştırmadan başkasına bulaştıramayacağınızı da.

Bazı adamları seversiniz, çünkü vatan toprağının kıymetini bilirler, Atatürk’ün kıymetini bildikleri kadar. İşte 80. Yaşını kutladığımız sevgili Hocam Mehmet YARDIMCI böyle bir şair, böyle bir adamdır. Sevgi dolu ailesi, guru kaynağı evlatları ile daha nice yıllar yazması ve üretmesi dileğiyle…”  biçimindeki  kapsamlı konuşmasıyla dikkatleri üzerine çekmiştir.

Gazi Üniversitesi Emekli Akademisyen olup Unesco Eğitim Komisyonu Üyesi olan  Prof. Dr. Ali Yakıcı konuşmasında:

  

“Akademik hayata atıldığım günden beri tanıdığım, Âşık Edebiyatı duayenlerinden olup Zileli âşıklar kervanuna Sefil Necmi gibi, Malatyalı âşıklar kervanına Esirî gibi önemli âşıkları katıp, Malatya Masalları teziyle de Türk masal külliyatına önemli katkı sağlamıştır” diyerek Yardımcı’nın Türk Edebiyatındaki önemini vurgulamıştır. 

Moderatör ve Dünya Söz Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Cafer Türkseven konuşmasında:

   

Mehmet Yardımcı 60 yıllık sanat yaşamı içinde 54 kitap yayınlamış, hakkında iki armağan kitabı hazırlanmıştır. 100’ün üzerinde ulusal ve uluslararası sempozyumlarda bildiri sunmuş, kültür sanat dergilerinde 300’ün üzerinde yazı yayınlamış, Çağıltı ve Zile Kültür Sanat dergilerinin Genel Yayın Yönetmenliğini yapmıştır.” diye özgeçmişimden kesitler sunmuştur.

TRT’nin bir belgesel yaptığından ve İzmir’e ilk giren Süvari bölüğünde yer alan babası 1315’li Mustafa Yardımcı’dan söz açıp, Dünya Söz Akademisi adına; “Manas’ın Mirasçıları: Türk Dünyası Kültürüne Hizmet Ödülü diploması ve madalyasını taktim etmiştir.

Ankara Müzik Ve Güzel Sanatlar Üniv. Öğr. Üyesi - Aşıklık Geleneği Uygulama Ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Gökhan Ekim konuşmasında:

 

Mehmet Yardımcı’nın Anadolu âşık edebiyatına ve âşıklık gelenekleri üzerine çalışmalarına vurgu yaparak Başlangıcından Günümüze Türk Halk Şiiri adlı kitabının halk edebiyatı alanındaki önemini işaret etmiştir.

Kars Dikme köyünden Terekeme Balası, halk ozanı, araştırmacı yazar, aşıklık geleneğinin önemli bir temsilcisi olan Aşık Selahattin Dündar Goşa Sazı ile:

   

            Söz ve müziği kendisine ait olan Ay Bibi Kızı (bibi : hala) türküsüyle salonu coşturup, kendine özgü sazı ve sözü ile bütünleşip okuduğu bir türküden sonra Mehmet Yardımcı için yazılmış “Tufan” mahlaslı Ahmet Divriklioğlu’ndan bestelediği “Cansın Yardımcı” deyişini seslendirerek günün özüne uygun bir deyişiyle renk kattı. Eşi Âşık Gülüm Ana - Songül Dündar da Mehmet Yardımcı’nın iki şiiri ile kendisinin bir şiirini okuyarak geceyi renklendirdi.

Âşıkça Yayınları, Âşıkça Kültür Sanat Dergisi Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olup, Âşıkça Kültür ve Sanat Derneği Başkanlığını yapan Ahmet Hüseyin Gürbüz konuşmasında:

 

            “Babamın Âşık Matbaasıyla başlayan süreç yarım yüzyılı aşan bir zamanda yaşamını sürdürmektedir. Âşıkça Kültür ve Sanat Dergisi 50 yıl önce yayımlanan “Halk Ozanlarının Sesi” dergisinin tecrübesi üzerine oturtulmuştur. Âşıkça Kültür ve Sanat Derneği birçok STK deneyimlerimiz üzerine inşa edilmiştir. Demem o ki tüm bu süreçler içinde Mehmet Yardımcı’nın adını hep duyduk. Ve rahmetli babam Âşık Ali Gürbüz’ün halk kültürü objektifinden izledik. Tanıdık ve yorumladık. Taktir ettik. Kendisi Tokat / Zileli ama biraz da bizden biri yani Malatyalı. Yaşamının bir bölümünü Malatya’da geçirmiş.

            Âşık Ali Gürbüz teziniilk yaptırmış. Dr. Mehmet Yardımcı’yı eserleriyle tanıma fırsatım oldu. Kitaplarıyla, Güncel Yazılarıyla ve Şiirleriyle. Dr. Mehmet Yardımcı 12 yaşında yazıyor ilk şiirini ben daha iki yaşında iken.

            Zaman denilen unsurun güzelliği odur ki tanıdığınız veya tanımadığınız kimi insanları bir şekilde karşılaştırır. İşte öyle oldu. Önceden kalemiyle tanıdığım Dr.Mehmet Yardımcı hocamla yüz yüze, söz söze tanıma şansına sahip oldum. Hem Âşıkça dergisi vasıtasıyla zaten yoldaşmışız. Yürüdüğümüz yol hep aynıymış.

            Hocamın olağanüstü kişiliğinden, bilgisinden ve hoşgörülü benliğinden feyz aldım. Aramızda çok özel bir dostluğumuz var. Bu dostluğumuzun bundan sonra da pekişerek devam edeceğine canı gönülden inanmaktayım. İyi ki varsın Mehmet Yardımcı hocam. Bahtın açık,ömrün uzun, sağlığın kavi olsun, sevgi ve saygılarımla...”  biçiminde samimi, içten duygularını yansıtması taktire şayan bir davranıştı.

            Mehmet Yardımcı’nın öğrencisi olup 50 yaşından sonra Hacettepe Üniversitesi’nde Doktora yapan bağlama ustası ses sanatçısı Necdet Kurt:

   

            Zileli Âşık Sadık Doğanay’dan  “Yandı Ha Yandı” ve “El Vurup Yaremi İncitme Tabip” türkülerini okuduktan sonra hocası Mehmet Yardımcı’nın sevdiği türkülerden Eşref Tombuloğlu’nun “Başındaki Yazmayı Sarıyamı Boyadın” türküsünü seslendirerek hem Tokatlı iki âşığı anıp hem de  Tokat Şairler ve Yazarlar Derneği’nin düzenlediği  Sadık Doğanay’ın türkülerini kendisinin seslendirdiği “Tokat’ın Değerlerine Vefa Geceleri” programını anımsattı. 

            Doç. Dr. Mert Yücel Yardımcı’nın “Bilinmeyen Yönleriyle Babam”  konuşmasında:

  

           

            Babasının yedi kardeş olduğunu, dedesi Mustafa Yardımcı’nın Hacırecepoğulları’ndan Ali oğlu Mustafa 1315 doğumluların askere çağırılması ile Osmanlı Ordusu’na katılmış, öncelikle doğu cephesine (Batum civarı) gitmiş, 3 yıl Doğu cephesinde süvari olarak görev yaptıktan sonra evlenip ilk oğlu doğar doğmaz Kuva-yı Milliye’ye katılıp Batı Cephesine gittiğini, İzmir’e ilk giren süvari alayında yer aldığını ve kırmızı şeritli madalya ile onurlandırıldığını kendine özgü tavrı ile anlatan Mert Yücel Yardımcı, “Babam dedemin toplam 7 yıl süren savaş anılarının etkisiyle yazdığı Kurtuluş Savaşı Destanı şiiri ile 1995 yılında TBMM Ulusal Egemenlik Destan Yarışması üçüncülük ödülünü almıştır.” deyip babasının şiire başlama serüvenini anlatıp, çok iyi motosiklet kullanan babasının bisiklet kullanamadığını, iyi bir sigara  kolleksiyoncusu olduğunu, 1966’da Ağcakeçili köyünde bulunan bir kartal heykelini Tokat müzesine kazandırdığını anlatarak babasının bilinmeyen yönlerini dile getirmiştir.

            AZAFLI Kültür Derneği başkanı Av.Arzuman Azaflı dernek hakkında bilgi verip Mehmet Yrdımcı’ya plaket taktimi yapmışve her zaman dernek salonunun bu tip etkinliklere açık olduğunu dile getirmiştir.

             Mehmet Yardımcı'nın kadim dostu halk müziğinin duayeni  Musa Eroğlu, şehir dışında olması nedeniyle etkinliğe çelenk ve bir kutlama mesajı göndererek Yardımcıya iyi dilekleriini sunmuştur....

Dr. Mehmet Yardımcı kendisi için böyle nezih bir toplantı düzenleyen kurum ve kuruluşlara, emeği geçenlere, çiçek gönderenlere telgraf ve mesajlarla kutlayanlara bizzat salona gelerek onurlandıranlara bir şiir okuyarak teşekkür etmiştir.